CLOSE & SHUT

1. Close ve shut, çoğu kez aynı anlamdadır: Open your mouth and close/shut your eyes. (Aç ağzını yum gözünü.)I can’t close/shut the window. Can you help me? (Pencereyi kapatamıyorum. Bana yardım edebilir misin?)The shop

CLOSE, CLOSED & SHUT

1. Close kelimesi fiildir ve “kapatmak” anlamına gelir: Could you close the door? (Kapıyı kapatabilir misiniz?) 2. Shut kelimesi de fiil olup “kapatmak” anlamına gelir:  I shut the door quietly. (Kapıyı sessizce kapattım.)Please shut

CLOTH & CLOTHES

1. Cloth, “kumaş, bez, dokuma” anlamına gelir. Teklifsiz dilde bu kelime yerine material ya da fabric demek daha yaygındır: His suits were made of the most expensive cloth. (Takım elbiseleri en pahalı kumaştan yapılmıştı.)Could you pass

COLLOCATIONS (MAKE & DO)

Türkçeden örneklerle başlayıp sonra İngilizcedeki örneklere geçerek collocation kavramının ne olduğunu anlatayım. Mesela Türkçede “kafa” ve “baş” kelimeleri eş anlamlıdır. Ancak her durumda birbirlerinin yerine kullanılmazlar. Birine “kafa atmak” yerine

COMPARATIVES & SUPERLATIVES

COMPARISON  Türkçede sıfatların derecelendirilmesi iki türlü yapılır. Söz konusu sıfatın önüne “daha” (= daha iyi, daha sıcak, daha önemli …) getirilerek “üstünlük” hâli, “en” getirilerek (= en iyi, en sıcak, en

COMPREHENSIBLE & COMPREHENSIVE

1. Comprehensible “anlaşılır, anlaşılabilir” demektir: The object is to make our research comprehensible. (Amaç, araştırmamızı anlaşılır kılmaktır.)It’s written in clear, comprehensible English. (Açık, anlaşılır bir İngilizceyle yazılmıştır.)That film was barely comprehensible to