CONTINUAL(LY) & CONTINUOUS(LY)

1. Continual(ly), can sıkıcı biçimde sürekli meydana gelen şeyleri anlatmak için kullanılır: Prisoners’ families face continual harassment and attack. (Mahkûm aileleri, sürekli taciz ve saldırıya maruz kalıyorlar.)They argue continually about money. (Para

CONTRARY

1. On the contrary & on the other hand On the contrary, “tam tersi, aksine, bilakis” anlamındadır. On the other hand ise, “diğer taraftan” anlamındadır: I suppose the job was boring. ~ On the contrary, it

CONTROL & CHECK

İki kelimenin anlamı aynıymış gibi gözükse de aralarında kullanım farkı vardır. Control, “denetlemek, kontrolü sağlamak, kontrol altında tutmak” anlamındadır. Check ise “gözden geçirmek, kontrolünü yapmak” anlamındadır: Most of the news media were controlled by

COUNTRY

1. Country, sayılabilen bir isim olup “ülke, memleket” anlamındadır: Scotland is a cold country. (İskoçya soğuk bir ülkedir.)France is the country I know best. (En iyi bildiğim ülke Fransa’dır.)How many countries are

CREDIBLE, CREDULOUS & CREDITABLE

1. Credible, “güvenilir, inanılır, inandırıcı” anlamındadır ve çoğunlukla olumsuz cümlelerde kullanılır: His latest statements are hardly credible. (Son açıklamaları pek inandırıcı değil.)This is not credible to anyone who has studied the

DARE

1. Modern İngilizcede dare, çok yaygın kullanılan bir fiil değildir. Dare yerine genellikle başka ifadeler kullanılır: He’s not afraid to say what he thinks. (Düşündüklerini söylemeye korkmaz.) 2. Bununla birlikte dare, olumsuz cümlelerde sık sık kullanılır. Kendisinden sonra