ACROSS, OVER & THROUGH
1. Across ve over, bir hattın, nehrin, yolun, köprünün öbür/karşı tarafına ya da öbür/karşı tarafında anlamlarında kullanılır:
His village is just across/over the border. (Köyü, sınırın öbür tarafında.)
He couldn’t jump across/over the stream. (Irmağın karşı tarafına atlayamadı.)
2. Yüksek bir şeyin üstünden ya da üstüne anlamında over tercih edilir. Bu anlamda across kullanılmaz:
Why are you climbing over the wall? (Duvarın üstüne niye tırmanıyorsun?) = across the wall denmez.
3. Düz bir yüzeyin öbür tarafına ya da öbür tarafında anlamında across tercih edilir:
He walked right across the desert. (Çölü yürüyerek geçti.)
It took him two hours to row across the lake. (Gölü sandalla geçmek iki saatini aldı.)
4. Over’ın zarf olarak daha farklı bir anlamı vardır. Kısa mesafeler için çoğu kez over kullanılır:
I’m going over to Tom’s. (Ben Tom’lara gidiyorum.)
Shall we drive over and see your mother? (Gidip anneni görelim mi?)
5. Through, tünel, boru, hortum, köy, şehir, orman, park gibi içinden geçilen yerlerde kullanılır. Across ise düz yerlerde kullanılır:
We walked across the ice. (Buzda yürüdük.)
I walked through the wood. (Ormandan geçtim.)
The Charles River flows through Boston. (Charles Nehri, Boston’un içinden geçer.)