ALLOW, PERMIT & LET

1. Allow ve permit

Bu kelimelerin anlamları ve kullanımları birbirine benzer. Permit daha resmîdir. Her iki kelimeden sonra nesne ve mastar fiil gelir:

We do not allow/permit people to smoke in the kitchen. (İnsanların mutfakta sigara içmesine izin vermiyoruz.)

Eğer cümlede nesne yoksa, fiilin –ing hâli kullanılır:

We do not allow/permit smoking in the kitchen. (Mutfakta sigara içilmesine izin vermiyoruz.)

Edilgen (passive) yapılarla da kullanılırlar. Özne olarak kişi ya da fiilin –ing almış hâli kullanılabilir:

People are not allowed/permitted to smoke in the kitchen. (İnsanların mutfakta sigara içmesine izin verilmez./İnsanlar mutfakta sigara içemezler.)
Smoking is not allowed/permitted in the kitchen. (Mutfakta sigara içilmesine izin verilmez.)

Edilgen yapıda it kullanılması sadece permit fiili ile mümkündür:

It is not permitted to smoke in the kitchen. (Mutfakta sigara içilmesine izin verilmez.) = It is not allowed … denmez.

Zarfçıklarla (adverb particles) allow kullanılır ama permit kullanılmaz:

She wouldn’t allow me in. (Beni içeri kabul etmez.)
Mary isn’t allowed out at night. (Mary’nin geceleri dışarı çıkmasına izin verilmez.)

2. Let

Let, bu üç kelime arasında en samimi kullanıma sahiptir. Kendisinden sonra nesne ve fiilin to almamış hâli gelir:

Please allow me to buy you a drink. (Size içki ısmarlamama lütfen izin verin.) = kibar ve resmî.
Let me buy you a drink. (Sana bir içki ısmarlayayım.) = samimi ve teklifsiz

Let, genellikle edilgen yapıda kullanılmaz. Onun yerine be allowed to kullanılır:

I wasn’t allowed to pay for the drinks. (İçkilerin parasını ödememe izin verilmedi.) = I wasn’t let … denmez.

Let, zarfçıklarla kullanılabilir. Bu durumda edilgen cümle mümkün olur:

She wouldn’t let me in. (İçeri girmeme izin vermez.) 
I’ve been let down. (Hayal kırıklığına uğradım.)