ROUND, AROUND & ABOUT
1. Hem round hem de around “etrafında, çevresinde” anlamına gelir:
The Earth goes around the Sun. (Dünya, güneşin etrafında döner.)
The driver walked (a)round the car and looked at the wheels. (Sürücü, arabanın etrafında dolaşıp tekerleklere baktı.)
2. Walk, travel, go, drive gibi fiillerle kullanılıp “gezmek, dolaşmak” anlamlarına gelirler:
We drove (a)round looking for a hotel. (Arabayla dolaşıp otel aradık.)
We walked (a)round the town looking for a place to eat. (Kasabada dolaşıp yemek yiyecek bir yer aradık.)
I’d like to travel (a)round the world. (Dünyayı dolaşmak istiyorum.)
3. Show fiili ile kullanılıp “gezdirmek, dolaştırmak” anlamlarına gelirler:
This is our new office. Sally will show you (a)round. (Burası bizim yeni ofisimiz. Sally size etrafı gezdirecek.)
4. Around ya da about, belli fiillerle kullanılarak çeşitli anlamlara gelir:
A bunch of kids was messing around outside the school. (Bir grup çocuk, okulun dışında aylaklık yapıyordu.)
Stop standing around/about and do some work. (Öyle boş boş durma da biraz iş yap.)
The factory is in Boston, or somewhere around there. (Fabrika Boston’da ya da oralarda bir yerde.)
I was fooling around and I broke my arm. (Aylak aylak dolaşıyordum ve kolumu kırdım.)
5. About ya da around, “aşağı yukarı, yaklaşık, civarında” anlamına gelir:
There were about/around 300 people at the conference. (Konferansta yaklaşık 300 kişi vardı.)
What time shall I come? ~ About/Around eight. (Saat kaçta geleyim? ~ Sekiz civarında.)