AT FIRST & FIRST
1. Anlam bakımından benzeseler de, kullanım açısından farklıdırlar. At first, “önceleri, başlangıçta, başta” demektir ve çoğunlukla ardından but kelimesi gelir:
At first they were very happy, but then things started going wrong. (Başta mutluydular ama sonra işler ters gitmeye başladı.)
The work was hard at first, but I got used to it. (Önceleri iş zordu ama alıştım.)
2. First ise “önce, ilk” anlamına gelir:
That’s mine -I saw it first! (O benim – Onu önce ben gördüm!) = … I saw it at first denmez.
We lived in Paris when we were first married. (İlk evlendiğimizde Paris’te oturduk.) = … when we were at first married denmez.
First, I want to talk about the history of the problem; then I’ll outline the situation today; and then we’ll discuss possible solutions.( Önce, sorunun geçmişiyle ilgili konuşmak istiyorum; sonra bugünkü durumu özetleyeceğim; sonra da olası çözümleri tartışacağız.) = At first, I want to … denmez.