CREDIBLE, CREDULOUS & CREDITABLE

1. Credible, “güvenilir, inanılır, inandırıcı” anlamındadır ve çoğunlukla olumsuz cümlelerde kullanılır:

His latest statements are hardly credible. (Son açıklamaları pek inandırıcı değil.)
This is not credible to anyone who has studied the facts. (Bu, gerçekleri inceleyen birisi için inandırıcı değil.)
They haven’t produced any credible policies for improving the situation. (Durumu düzeltmek için inandırıcı politikalar üretmediler.)
The story of what had happened to her was barely credible. (Onun başına gelenler pek inandırıcı değildi.)

2. Credulous, “her şeye inanan, saf” anlamındadır:

Credulous women bought the mandrake root to promote conception. (Her şeye inanan/saf kadınlar, kolay hamile kalmak için adamotu kökünü aldılar.)
He was a credulous fool to believe even half of what they promised. (Onların verdiği sözlerin yarısına bile inanacak kadar saf biriydi.)

3. Creditable, “beğenilen, övgüye değer” anlamındadır:

The company has produced a creditable performance this year. (Şirket, bu yıl övgüye değer bir başarı gösterdi.)