DON’T HOLD YOUR BREATH
“Boşuna heveslenme, boşuna umutlanma, daha çok beklersin” anlamlarına gelir. Örnek:
John said he would finish the project by the end of the week, but don’t hold your breath – he’s always running behind schedule. (John projeyi hafta sonuna kadar bitireceğini söyledi, ancak boşuna heveslenme – her zaman programın gerisinde kalır.)