ECONOMIC, ECONOMICAL, ECONOMICS & ECONOMY

1. Economic, ekonomi ile ilgili anlamında “ekonomik” demektir:

Economic issues (Ekonomi konuları)
Economic growth (Ekonomik büyüme)
Economic cooperation (Ekonomik işbirliği)
The government’s economic policy (Hükûmetin ekonomi politikası)

2. Economical iseaz masraflı, hesaplı anlamında “ekonomik” demektir:

What is the most economical way of heating this building? (Bu binayı ısıtmanın en ekonomik biçimi nedir?)
The car is not the most economical form of transport. (Otomobil, en ekonomik ulaşım biçimi değildir.)

3. Economic, ayrıca “kârlı” demektir:

We had to close our office in central London; with the rent so high it just wasn’t economic. (Londra’nın merkezindeki ofisimizi kapatmak zorunda kaldık; o kadar yüksek kira ile kârlı değildi.)

4. Economics, “bilim dalı” anlamındaki “ekonomi” kelimesidir:

He studied economics at this university. (Bu üniversitede ekonomi okudu.)

Economics kelimesi bir isimden önce kullanılabilir:

an economics teacher/student/class (ekonomi hocası/öğrencisi/dersi)

5. Economy ise, bir ülkenin ekonomisi anlamındadır:

Unofficial strikes are damaging the Spanish economy. (Gayriresmî grevler, İspanyol ekonomisine zarar veriyor.)

Economy kelimesi ayrıca “paranın dikkatli harcanması” anlamında kullanılır:

Fuel economy is a key factor in car design. (Yakıt ekonomisi, araba tasarımında kilit faktördür.)

Economies kelimesi ise “tasarruf” anlamına gelir:

If we make a few economies, we’ll be able to afford that car. (Biraz tasarruf edersek o arabayı alabiliriz.)

Ancak bir kişinin biriktirdiği para anlamında “tasarruf, birikim” demek istersek savings kelimesini kullanırız:

The woman drew out all her savings. (Kadın, tüm birikimini (bankadan) çekti.)