A BIT & A BIT OF A

1. A bit, “biraz, birazcık, bir parça, bir nebze” demektir: Your daughter is a bit old to play with dolls. (Kızınız oyuncak bebeklerle oynamak için biraz büyük.)Can you drive a bit slower? (Arabayı biraz daha yavaş kullanabilir misin?) We

A WALK IN THE PARK

“Kolay iş, çocuk oyuncağı” anlamlarına gelir. Örnek: Completing the project was a walk in the park for Tim, as he effortlessly breezed through the tasks with his extensive knowledge. (Projeyi

ABOVE & OVER

Bu iki kelime, anlam olarak aynı gibi görünse de, kullanım açısından farklılıklar gösterir: 1. Above ve over, “üzerinde, üstünde, üzerine, üstüne” anlamlarında kullanılır. Above, bu anlamda daha yaygındır: The water came up above/over our knees.

ACCEPT, AGREE & ADMIT farkı

Öğrenciler genellikle accept kelimesini “kabul etmek”, agree kelimesini “katılmak” ve admit kelimesini ise “itiraf etmek” diye bilir. Bu anlamlar doğrudur ama her cümlede bu üç kelime bu anlamlara gelmez. Burada

ACCORDINGLY anlamı ve kullanımı

Accordingly kullanımı şöyledir: Bu kelimenin iki anlamı vardır: 1) Bu yüzden No formal complaint was made; accordingly, the police took no action. (Resmî bir şikâyette bulunulmadı; bu yüzden, polis işlem yapmadı.) Production

ACROSS, OVER & THROUGH

1. Across ve over, bir hattın, nehrin, yolun, köprünün öbür/karşı tarafına ya da öbür/karşı tarafında anlamlarında kullanılır: His village is just across/over the border. (Köyü, sınırın öbür tarafında.)He couldn’t jump across/over the stream.

ADDITION & EDITION farkı ve kullanımı

Birbirine sıkça karıştırılan “addition” ve “edition” kelimelerini inceleyelim. Kelimelerin ikisi de isim (noun) olmakla birlikte anlamları farklıdır. Addition,  “ek, ilave, (matematikte) toplama işlemi” anlamlarına gelir: We’re building an addition to

ADVICE & ADVISE farkı

Advice ve advise kelimeleri sıkça birbirine karıştırılır. Advice, “tavsiye, öğüt, nasihat” anlamında bir isimdir: I asked my teacher’s advice. (Öğretmenimden tavsiye istedim.)Let me give you a piece of advice. (Sana

AFFECT & EFFECT farkı

Affect ve effect kelimeleri sık sık birbirine karıştırılır. Affect, “etkilemek” anlamında bir fiildir: Many people have been affected by the decision. (Birçok kimse karardan etkilendi.)Her opinion will not affect my

AFRAID & FEAR

1. Teklifsiz dilde be afraid, fear’dan daha yaygındır: Don’t be afraid. (Korkma.) = Don’t fear denmez.Are you afraid of the dark? (Karanlıktan korkar mısın?) 2. I’m afraid (that), “maalesef, ne yazık ki” anlamına gelir:

AGE

1. Be fiili ile kullanımı: İnsanların yaşından söz ederken çoğu kez be fiili ile kullanılır: He is thirty. / He is thirty years old. / He is thirty years of age. (Otuz yaşında.) Bir

AGO, BEFORE & FOR

1. Ago, zaman ifadelerinden sonra gelir: I met her six weeks ago. (Onunla altı hafta önce tanıştım.) = … ago six weeks denmez.a long time ago (uzun süre önce) 2. Ago, bitmiş bir

AH SHOOT!

“Allah kahretsin!, şu işe bak!” anlamlarına gelir. Örnek: Ah shoot, I forgot to bring my umbrella, and it’s pouring rain outside. (Allah kahretsin, şemsiyemi getirmeyi unutmuşum ve dışarıda bardaktan boşanırcasına

AIN’T

Konuşma dilinde am not, is not, are not, have not, has not kelimelerinden birinin yerine kullanılır. Standart bir kullanım değildir ve birçok kişi bu kelimenin kullanımını yanlış bulur: “Is Jack here?” “No,

AIRPORT ENGLISH

Havalimanlarında neler konuşulur? Tipik cümleler ve sorular nelerdir? Cümlelerin anlamları ve açıklamalar için videoyu izlemenizi tavsiye ederim.  At the check-in desk/counter – Where are you flying to?– May I have

ALL GOOD HERE

“Her şey yolunda.” ya da “Sıkıntı yok.” anlamlarına gelen ve günlük dilde kullanılan bir ifadedir. Örnek: Thanks for checking in, but there’s no need to worry; everything is all good

ALL IS WELL

All is well ne demek? Bu ifade “her şey yolunda, sorun yok” anlamlarına gelir. Örnek: A: I heard there was some trouble at the event last night. Is everything okay

ALLOW, PERMIT & LET

1. Allow ve permit Bu kelimelerin anlamları ve kullanımları birbirine benzer. Permit daha resmîdir. Her iki kelimeden sonra nesne ve mastar fiil gelir: We do not allow/permit people to smoke in the kitchen. (İnsanların mutfakta

ALMOST, NEARLY & PRACTICALLY

1. Almost ve nearly Almost ve nearly, “hemen hemen, yaklaşık, neredeyse, az kalsın” anlamındadır. Nearly, Amerikan İngilizcesinde daha az kullanılır: I’ve almost/nearly finished. (Hemen hemen/Neredeyse işim bitti.)There were almost/nearly a thousand people there. (Orada yaklaşık bin kişi vardı.)

ALONE, LONELY, LONESOME & LONE

Alone, “yalnız, tek başına” anlamında olup “yanında kimse yok” demektir. Lonely (Amerikan İngilizcesinde lonesome olarak kullanılır) ise, “ruhsal anlamda yalnız, kimsesiz” demektir: I like to be alone for short periods. (Ara ara yalnız kalmak istiyorum.)But