HEAD kelimesinin kullanımları

Head kelimesinin farklı anlamlarına bir göz atalım. Önce isim anlamlarına bakalım:

1. Kafa, baş

He banged his head as he was getting into the taxi. (Taksiye binerken başını çarptı.)

2. Akıl, kafa

Use your head! (Kafanı kullan!)
Who has put such strange ideas into your head? (Böyle tuhaf fikirleri kafana kim sokuyor?)
Put the exam out of your head. (Sınavı aklından çıkar.)
He has a good head for figures. (Kafası rakamlara iyi çalışıyor.)

3. Baş ağrısı

He woke up with a terrible head. (Korkunç bir baş ağrısı ile uyandı.)

4. Yönetici, baş

We’ve asked the department head for an appointment. (Bölüm yöneticisinden randevu istedik.)
The President is the head of state. (Cumhurbaşkanı devletin başıdır.)
He was the Head of the History department. (Tarih bölümünün başındaydı.)

5. Okul müdürü

The student was sitting outside the Head’s office. (Öğrenci, müdürün odasının önünde oturuyordu.)

6. (parada) Tura

The footballer called heads but it came down tails. (Futbolcu tura dedi ama yazı geldi.)

7. Üst kısım

Write your name at the head of the page. (Adınızı sayfanın üst kısmına yazın.)

8. (masada) Baş

My father always sits at the head of the table. (Babam hep masanın başına oturur.)

9. (hayvanlarda) adet, baş

100 head of sheep (100 baş koyun)

10. Kişi, kafa, kelle

Lunch cost $25 per head. (Öğle yemeği kişi/kelle başı 25 dolar tuttu.)

11. Uç kısım, baş

the head of the queue (kuyruğun başı)

Şimdi head kelimesinin fiil anlamlarına bakalım:

1. Gitmek

Where are you heading? (Nereye gidiyorsun?)

2. Yönelmek

She headed for the door. (Kapıya yöneldi.)
They headed towards the exit. (Çıkışa yöneldiler.)

3. Başkanlık etmek, başına geçmek, yönetmek

The professor headed the research team. (Profesör, araştırma ekibinin başına geçti.)
He heads one of the leading computer companies. (Önde gelen bilgisayar şirketlerinden birinin başında.)

4. (futbol) Kafa ile vurmak

He headed the ball into the empty goal. (Topu kafa ile boş kaleye attı.)