NON-DEFINING RELATIVE CLAUSES anlamı ve kullanımı
1. Bu tür relative clause’larda, söz konusu ismin nitelenmesine gerek yoktur. Karşı tarafça zaten bilinen, anlaşılan isimle ilgili fazladan bilgi verilmesi amaçlanır ve relative clause bir virgülle ana cümleden ayrılır:
Atatürk, who was the first President of Turkey, founded the Republic of Turkey. (Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanı olan Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.)
Bu cümlede Atatürk denilince “hangi Atatürk?” gibi bir soru sormaya gerek olmadığına göre, kimi kastettiğimiz karşı tarafça anlaşıldığına göre, iki virgül arasındaki ifade bize Atatürk’ü tanıtmaz, sadece O’nunla ilgili bize ek bilgi verir.
My father, who loves me very much, has made many sacrifices for my happiness. (Beni çok seven babam, mutluluğum için çok fedakârlık yapmıştır.)
Bu cümlede de nitelenen isim my father kelimesidir. “Babam” deyince kimin kastedildiği bellidir ve onu ayrıca tanımlamaya gerek yoktur. Yani karşı taraf, “hangi baban?” diye bir soru sormaz. Yukarıdaki cümlede tek yapılan, söz konusu kişinin babasıyla ilgili ek bir bilgi verilmiş olmasıdır ve bu da virgülle ana cümleden ayrılmıştır. Who loves me very much kısmı ana cümleden çıkarılsa bile, cümlenin anlamı ve yapısı bozulmayacağı gibi, babamla ilgili tanımlamaya yine gerek kalmayacaktır.
2. Non-defining relative clause’larda that kullanılmaz. Onun yerine virgülden sonra sadece which kullanılır ve bu kelime cümleden atılamaz. Eğer tanımlanan, bir insansa who kullanılır ve bu kelime de cümleden atılamaz:
Susan, who always does my hair, has moved to another hairdresser’s. (Her zaman saçımı yapan Susan başka bir kuaföre geçti.) = Susan, always does … denmez.
Bogart starred in the film “Casablanca”, which was made in 1942. (Bogart, 1942’de çevrilen “Casablanca” filminde başrolde oynadı.) = Cümlede that kullanılamayacağı gibi which de cümleden atılamaz.