Relative clause’larda edatların (prepositions) kullanımı

Kullanılan fiile ait bir edat (to, with, at …) varsa, relative clause’da bu edat mutlaka yer alır. Bu tür cümleler birkaç biçimde kurulabilir:

(Listen to)

The music which we listened to was very good.
The music that we listened to was very good. 
The music to which we listened was very good.
The music we listened to was very good.
(Dinlediğimiz müzik çok güzeldi.) 

Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi, listen fiilinin edatı to’dur ve dört cümle biçiminde de kullanılmıştır. Eğer cümle which ile bağlanıyorsa to, relative clause’un başına ya da sonuna konulabilir. Cümle that ile bağlanıyorsa to, yalnızca relative clause’un sonuna konur. Daha önce de belirtildiği gibi, nitelenen isimden (the music) sonra relative clause’un öznesi (we) varsa, o zaman hiçbir bağlama zamiri konmayabilir. Ancak yine de edat kullanılmak zorundadır. Başka örnekler verelim:

(Work with)

He is liked by the people with whom he works.
He is liked by the people who(m) he works with.
He is liked by the people that he works with.
He is liked by the people he works with.
(Birlikte çalıştığı insanlar tarafından sevilir.)

Not:İnsanları tarif ederken, edat ile sadece whom yan yana kullanılır, yani with whom olur, with who olmaz.

(Do business with)

This is the man with whom I want to do business.
This is the man who(m) I want to do business with
This is the man that I want to do business with.
This is the man I want to do business with
(İş yapmak istediğim adam bu.)

(Suffer from)

The illness from which he is suffering is very serious.
The illness which he is suffering from is very serious.  
The illness that he is suffering from is very serious. 
The illness he is suffering from is very serious. 
(Pençesine düştüğü hastalık çok ciddi.)

Where, in which & which/that 

1. Relative clause’larda bir yer niteleniyorsa where, which, that kelimelerinden biri kullanılır. Söz konusu yerin sadece tarif edildiği cümlelerde where kullanılmaz. Onun yerine which ya da that kullanılır. Where ise, söz konusu fiil, tanımlanan o yerde yapıldığı takdirde kullanılır. Aşağıdaki cümleleri karşılaştıralım:

This is the house where I was born. (Doğduğum ev burası.)  = … house which /that I was born denmez.
This is the house which/that I want to buy. (Almak istediğim ev bu.) = … house where I want to buy denmez.

İlk cümlede, evde yapılan bir eylemle birlikte house kelimesi niteleniyor (I was born in this house.). Yani “doğmak” fiili, söz konusu evde yapılmış. Bu durumda which ya da that olmaz, sadece where olur. İkinci cümlede ise evde yapılan bir fiilden söz edilmiyor. Sadece “ev” tarif ediliyor. Bu durumda da where denmez, which ya da that denir. Başka örneklere bakalım:

I liked the holiday resort where we spent our honeymoon last summer. (Geçen yaz balayımızı geçirdiğimiz tatil beldesini beğendim.) = We spent our honeymoon in the holiday resort. = “Balayı”, tatil beldesinde geçirilmiş ve bu yüzden where kullanılmış.

This is the room where we held the meeting. (Toplantıyı yaptığımız salon burası.) = We held the meeting in the room. = “Toplantı”, salondada yapılmış ve bu yüzden where kullanılmış.

I liked the building which/that I saw yesterday. (Dün gördüğüm binayı beğendim.) = I saw the building. = “Görmek” fiili, binada yapılmamış. Bina sadece görülmüş, yani tarif edilmiş. Bu yüzden which ya da that kullanılmış.

2. Where ile yapılan relative clause‘lar başka biçimlerde de yapılabilir. Where kullanıldığı zaman preposition (in, at, on …) kullanılmaz. Yani …in where … denmez. Ama where olması gereken yerde, istenirse where yerine gerekli preposition ile birlikte which kelimesi kullanılabilir:

This is the house where I was born.
This is the house which I was born in
This is the house in which I was born. 
This is the house that I was born in.
This is the house I was born in.
(Doğduğum eve burası.)

Don’t clean the room where Jack is studying.
Don’t clean the room which Jack is studying in
Don’t clean the room in which Jack is studying. 
Don’t clean the room that Jack is studying in.
Don’t clean the room Jack is studying in.  
(Jack’in ders çalıştığı odayı temizleme.)

Why 

1. Why, cümledeki reason kelimesini niteler:

This is the reason why I left early. (Erken ayrılmamın nedeni bu.)
The police never found out the reason why the man was killed. (Polis, adamın öldürülme nedenini hiç bulamadı.)
I don’t know the reason why he doesn’t like me. (Onun beni niye sevmediğini bilmiyorum.)

2. Bu gibi cümlelerde why yerine for which ve that kelimeleri de kullanılabilir:

I don’t know the reason why he doesn’t like me. 
I don’t know the reason for which he doesn’t like me. 
I don’t know the reason that he doesn’t like me.
(Onun beni niye sevmediğini bilmiyorum.)

When 

1. When, zamanla ilgili bir kelime niteleneceği zaman kullanılır:

Sunday is the day when I am least busy. (Pazar, en az meşgul olduğum gündür.)
There are times when joking is not permissible. (Şakaya izin verilmeyen zamanlar vardır.)
I will never forget the day when I met my wife. (Eşimle tanıştığım günü hiç unutmayacağım.)

2. Bu gibi cümlelerde when yerine on which, in which, at which ya da that kelimeleri de kullanılabilir:

1923 is the year when the Republic of Turkey was founded. 
1923 is the year in which the Republic of Turkey was founded. 
1923 is the year that the Republic of Turkey was founded.
(1923, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıldır.)

I will never forget the day when I met my wife.
I will never forget the day on which I met my wife.
I will never forget the day that I met my wife.
(Eşimle tanıştığım günü hiç unutmayacağım.)

Of whom, of which & of whose

1. Relative clause’larda, some, any, none, all, both, several, many, most, one, neither, few gibi kelimeler, of whom, of which ya da of whose ifadeleriyle birlikte kullanılırlar. Bunlardan … of whom insanlar için, … of which cansızlar ve hayvanlar için ve … of whose iyelik durumları için kullanılır. Ana cümle ile relative clause’un bir virgülle ayrıldığına dikkat edin:

In our company there are 75 people. Most of them are foreigners. = In our company there are 75 people, most of whom are foreigners. (Şirketimizde, çoğu yabancı olan 75 kişi var.)

Cümledeki most of them ile, şirkette çalışanların çoğu kastedilmektedir. Çalışanlar da insan olduğuna göre, relative clause’da them yerine whom getirilmiştir. 

My friend has four cars. One of them is a BMW. = My friend has four cars, one of which is a BMW. (Arkadaşımın, biri BMW olan dört arabası var.)

Cümledeki one of them ile, dört arabadan biri kastedilmektedir. Araba cansız olduğuna göre, relative clause’da them yerine which getirilmiştir.

2. Başka örnekler verelim:

I introduced my mother to my roommates, both of whom are basketball players. (Annemi, ikisi de basketbolcu olan oda arkadaşlarımla tanıştırdım.)
I have three sisters, all of whom are attending this school. (Hepsi bu okula giden üç kız kardeşim var.)
Here there are 24 flats, several of which are rather well-decorated. (Burada, birçoğu oldukça iyi dekore edilmiş 24 daire var.)
I used to have a teddy-bear, both of whose eyes were missing. (İki gözü de olmayan bir oyuncak ayım vardı.)

3. Bu yapıda … of them, … of us gibi ifadeler de kullanılır. Ancak bu ifadeleri kullanmak için, relative clause bölümünde fiil kullanılmaması gerekir:

Paul gave me a pile of books, some of them rather old. (Paul bana, içlerinde bazıları oldukça eski olan bir yığın kitap verdi.)
The ceremony was watched by a lot of people, some of them with their children on their shoulders. (Tören, bazılarının omuzlarında çocukları olan birçok kişi tarafından seyredildi.)

Those who/which/that …

Those kelimesi, relative clause’larda sıkça kullanılır. Eğer those, insanları niteliyorsa who ya da that ile, cansızları niteliyorsa which ya da that ile kullanılabilir:

Those who/that believe that violent TV programmes cause crime support their point of view with strong arguments. (Şiddet içeren TV programlarının suça neden olduğuna inananlar, görüşlerini güçlü kanıtlarla destekliyorlar.)

A: Shall I bring all the magazines? (Bütün dergileri getireyim mi?)
B: No, I need only those which/that are in the drawer. (Hayır, bana sadece çekmecedekiler lazım.)

II. Non-defining relative clauses

1. Bu tür relative clause’larda, söz konusu ismin nitelenmesine gerek yoktur. Karşı tarafça zaten bilinen, anlaşılan isimle ilgili fazladan bilgi verilmesi amaçlanır ve relative clause bir virgülle ana cümleden ayrılır:

Atatürk, who was the first President of Turkey, founded the Republic of Turkey. (Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanı olan Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.)

Bu cümlede Atatürk denilince “hangi Atatürk?” gibi bir soru sormaya gerek olmadığına göre, kimi kastettiğimiz karşı tarafça anlaşıldığına göre, iki virgül arasındaki ifade bize Atatürk’ü tanıtmaz, sadece O’nunla ilgili bize ek bilgi verir.

My father, who loves me very much, has made many sacrifices for my happiness. (Beni çok seven babam, mutluluğum için çok fedakârlık yapmıştır.)

Bu cümlede de nitelenen isim my father kelimesidir. “Babam” deyince kimin kastedildiği bellidir ve onu ayrıca tanımlamaya gerek yoktur. Yani karşı taraf, “hangi baban?” diye bir soru sormaz. Yukarıdaki cümlede tek yapılan, söz konusu kişinin babasıyla ilgili ek bir bilgi verilmiş olmasıdır ve bu da virgülle ana cümleden ayrılmıştır. Who loves me very much kısmı ana cümleden çıkarılsa bile, cümlenin anlamı ve yapısı bozulmayacağı gibi, babamla ilgili tanımlamaya yine gerek kalmayacaktır.

2. Non-defining relative clause’larda that kullanılmaz. Onun yerine virgülden sonra sadece which kullanılır ve bu kelime cümleden atılamaz. Eğer tanımlanan, bir insansa who kullanılır ve bu kelime de cümleden atılamaz:

Susan, who always does my hair, has moved to another hairdresser’s. (Her zaman saçımı yapan Susan başka bir kuaföre geçti.) = Susan, always does … denmez.

Bogart starred in the film “Casablanca”, which was made in 1942. (Bogart, 1942’de çevrilen “Casablanca” filminde başrolde oynadı.) = Cümlede that kullanılamayacağı gibi which de cümleden atılamaz.

III. Connective relative clauses

Bu tür cümlelerin nitelediği, bir isim değil, bir cümlenin tamamıdır. İsminden de anlaşılacağı gibi birleştirici bir özelliğe sahiptirler. Bağlama zamiri olarak sadece which kullanılır ve relative clause mutlaka virgülle ayrılır:

I didn’t eat my food. This made my mother angry. = I didn’t eat my food, which made my mother angry. (Yemeğimi yemedim; bu da annemi kızdırdı/Yemeğimi yememem annemi kızdırdı.) = Cümlede nitelenen, food kelimesi değil, cümlenin I didn’t eat my food kısmıdır. 

Helen married a poor boy, which surprised everybody. (Helen yoksul bir çocukla evlendi; bu da herkesi şaşırttı/Helen’ın yoksul bir çocukla evlenmesi herkesi şaşırttı.)

Pamela married Patrick, which made Richard very unhappy. (Pamela’nın Patrick ile evlenmesi Richard’ı çok mutsuz etti.)

IV. Reduced relative clauses

Bu tür cümlelerde, anlamda bir değişiklik olmadan, cümleden bazı ögeler atılarak da kurulabilir:

a) –ing kullanımı

-ing almış bir fiil, relative clause yerine kullanılabilir. Cümlede nitelenecek isimden sonra –ing almış böyle bir fiil getirilebilir. Cümle etken (active) anlamdadır. Ancak, nitelenen ismin cümlede özne durumunda olması gerekir. İki cümle arasında anlam farkı yoktur:

I saw the children who were playing in the garden. = I saw the children playing in the garden. (Bahçede oynayan çocukları gördüm.)
The old woman living upstairs makes too much noise. (Üst katta oturan yaşlı kadın çok gürültü yapıyor.)
Do you know the boy dancing with your sister? (Kız kardeşinle dans eden çocuğu tanıyor musun?)
As the ship approached the bay, the soldiers noticed a large crowd standing on the beach. (Gemi koya yaklaşırken askerler, sahilde bekleyen büyük bir kalabalık farkettiler.)

 Non-defining relative clause’larda da bu uygulama yapılır. Tek farkı, virgülle ayrılmasıdır:

My son, playing with his friends there, is very naughty. (Orada arkadaşlarıyla oynayan oğlum çok yaramazdır.)
My parents, expecting me to get a high mark, will be frustrated if I can’t. (Yüksek not almamı bekleyen annemle babam, eğer alamazsam hüsrana uğrayacaklar.)

b) Past participle kullanımı

Tanımlanmak istenen isimden sonra past participle durumdaki bir fiil, relative clause yerine kullanılabilir. Cümlede nitelenecek isimden sonra söz konusu fiilin past participle hâli getirilir ve anlam edilgendir (passive). İki cümle arasında anlam farkı yoktur:

Some of the people who were invited to the wedding didn’t turn up. = Some of the people invited to the wedding didn’t turn up. (Düğüne davet edilen insanlardan bazıları gelmedi.)

I found the boss sitting at a table which was covered with documents. = I found the boss sitting at a table covered with documents. (Patronu, üzeri belge dolu bir masada otururken buldum.)

The student punished by the teacher is standing in the corner. (Öğretmen tarafından cezalandırılan öğrenci köşede ayakta duruyor.)
The ammunition had to be transported on carts pulled by horses. (Cephanenin, atlar tarafından çekilen arabalarla taşınması gerekiyordu.)
A body recovered from the crashed plane was wearing life jacket. (Düşen uçaktan kurtarılan bir cesedin üstünde can yeleği vardı.) 

Eğer edilgen ifade, süreklilik anlatan zamanlarda ise (continuous tenses), fiilin sürekliliğine vurgu yapmak için being done kullanılabilir:

Everyone loved the music which was being played by the band. = Everyone loved the music being played by the band. (Herkes, müzik grubu tarafından çalınmakta olan müziğe bayıldı.) 

c) Be + sıfat kullanımı

Eğer nitelenen isimden sonra doğrudan sıfat gelmişse, burada bir eksiltme (reduction) var demektir:

The student who is happy with his exam result is jumping up and down with excitement. = The student happy with his exam result is jumping up and down with excitement. (Sınav sonucundan mutlu olan öğrenci heyecandan zıp zıp zıplıyor.)

We need a parcel large enough to hold these toys. (Bize, bu oyuncakları alacak kadar büyük bir koli lazım.)

d) Be + yer edadı kullanımı

Söz konusu isim bir yer edadı ile tanımlanıyorsa, cümleden who, which, that bağlama zamiri ile fiil atılıp, cümlede geriye sadece yer bildiren kısım kalabilir:

The book which is on the desk is mine. = The book on the desk is mine. (Sıranın üstündeki kitap benim.)
The students in the garden are not aware of the time. (Bahçedeki öğrenciler saatin farkında değiller.)

e) To + do kullanımı

The first, the second, the last, the only gibi ifadelerden ve sıfatların en üstünlük hâllerinden sonra relative clause, to do biçiminde kısaltılabilir:

Sophia was the first person who left the building. = Sophia was the first person to leave the building. (Sophia, binadan ayrılan ilk kişiydi.)
I am the last person to leave the office. (Ofisten çıkan son kişi ben olurum.)

Eğer edilgen (passive) yapı söz konusu ise to be done şeklinde kullanılır:

The best route that can be followed is through the tunnel. = The best route to be followed is through the tunnel. (İzlenecek en iyi güzergâh, tünelden geçendir.)

Bu yapı, something, anything, nothing, somebody, anybody, nobody gibi kelimelerden ve isimlerden sonra da kullanılır:

Would you like something to eat? (Yiyecek bir şey ister misiniz?)
There is nothing to drink. (İçecek hiçbir şey yok.)
I have a lot of work to do. (Yapacak çok işim var.)

f) İsim grubu kullanımı

Nitelenen isimden sonra virgül konur, who ve which ile fiil, cümleden atılır. Geriye sadece o ismi tanıtan kelime grubu kalır: 

Mr Collins, who is the general manager of the company, is a very punctual person. = Mr Collins, the general manager of the company, is a very punctual person. (Şirketin genel müdürü olan Bay Collins çok dakik bir insandır.)

Istanbul, the biggest city in Turkey, is very crowded. (Türkiye’nin en büyük kenti olan İstanbul çok kalabalıktır.)