SINAVLARDA ÇIKAN SIFATLAR (A)
TOEFL, YDS, IELTS ve Proficiency sınavlarında en çok çıkan ve A ile başlayan sıfatlar:
abandoned / terkedilmiş
The number of abandoned pets has doubled. (Terkedilmiş evcil hayvanların sayısı ikiye katlandı.)
ablaze / yanmakta, alevler içinde
The house was ablaze. (Ev alevler içindeydi.)
abrupt / ani, beklenmedik
There was an abrupt fall in our sales figures. (Satış rakamlarımızda ani bir düşüş oldu.)
absorbing / sürükleyici
I found the novel very absorbing. (Romanı çok sürükleyici buldum.)
abundant / bol, çok
The area has an abundant supply of rivers. (Bölgede çok nehir var.)
abusive / ağzı bozuk, küfürbaz
The passenger was abusive to the hostess. (Yolcu hostese küfretti.)
acceptable / makul, kabul edilebilir
This kind of attitude is not acceptable. (Bu tarz bir tavır kabul edilemez.)
accessible / erişilebilir, ulaşılabilir
The holiday resort is easily accessible by road. (Tatil köyüne karadan kolayca ulaşılabilir.)
accidental / tesadüfi
Our meeting was completely accidental. (Karşılaşmamız tamamen tesadüfi oldu.)
accurate / yanlışsız, eksiksiz, doğru
The figures we have used are accurate. (Kullandığımız rakamlar doğrudur.)
addicted / tiryaki, bağımlı
Many people are addicted to the Internet today. (Birçok insan bugün internete bağımlıdır.)
adequate / yeterli
We don’t have adequate food for 20 guests. (20 misafire yetecek yemeğimiz yok.)
advanced / gelişmiş, ileri
They have the most advanced technology. (En gelişmiş teknolojiye sahipler.)
adverse / kötü, olumsuz, elverişsiz
The match was cancelled because of adverse weather conditions. (Elverişsiz hava şartlarından dolayı maç iptal edildi.)
advisable / tavsiye edilir
It is advisable to book a table in advance in that restaurant. (O restoranda önceden masa ayırtmak tavsiye edilir.)
affectionate / sevecen, sevgi dolu
My parents were very affectionate. (Annemle babam çok sevgi doluydu.)
affluent / zengin, varlıklı, hâli vakti yerinde
Only affluent people can go on a world tour. (Sadece zengin insanlar dünya turuna çıkabilir.)
affordable / uygun fiyatlı, makul fiyatlı, ekonomik
You can buy nice clothes at affordable prices. (Uygun fiyatlara güzel elbiseler alabilirsiniz.)
aggressive / saldırgan
If you criticize him, he gets aggressive. (Onu eleştirirsen salgırgan oluyor.)
alert / uyanık, dikkatli, tetikte
Parents should be alert to sudden changes in children’s behaviour. (Anne babalar, çocukların davranışlarındaki ani değişimlere karşı uyanık olmalı.)
altruistic / fedakâr
His altruistic nature made him well-known to everybody in the area. (Fekakâr mizacı, onun bölgedeki herkes tarafından tanınmasını sağladı.)
ambiguous / anlamı açık olmayan, belirsiz, muğlak
His answer to my question was ambiguous. (Soruma verdiği cevap muğlaktı.)
ambitious / hırslı, iddialı
He was an ambitious young doctor. (Hırslı genç bir doktordu.)
ample / bol, çok
We had ample opportunity to ask questions after the lecture. (Konferanstan sonra soru sormak için çok fırsatımız oldu.)
ancient / eski, kadim, antik
They have been living here since ancient times. (Eski zamanlardan beri burada yaşıyorlar.)
annoying / can sıkıcı, sinir bozucu
He has an annoying habit of arriving late. (Geç gelme gibi can sıkıcı bir huyu var.)
annual / yıllık
Companies publish annual reports. (Şirketler yıllık rapor yayımlar.)
anxious / endişeli
My mother always gets anxious if I go home late. (Eve geç gidersem annem hep endişelenir.)
apparent / bariz, belli, besbelli
Mary’s unhappiness was apparent to everyone in the room. (Mary’nin mutsuzluğunu odadaki herkes anlıyordu.)
applicable / uygulanabilir, geçerli
This law is applicable to firms employing more than 20 people. (Bu yasa, 20’den fazla insan çalıştıran firmalar için geçerlidir.)
appropriate / uygun, elverişli
This film is not appropriate for small children. (Bu film küçük çocuklar için uygun değil.)
approximate / yaklaşık
The approximate cost will be 200 dollars. (Yaklaşık maliyet 200 dolar olacak.)
arable / tarıma uygun, ekilebilir
A third of Russia’s arable land lies fallow. (Rusya’nın tarıma uygun alanlarının üçte biri nadasa bırakılmıştır.)
arid / kurak, çorak
The land around here is arid. (Buralardaki topraklar çoraktır.)
arrogant / kibirli, kendini beğenmiş, burnu havada
Some people consider Jack to be arrogant. (Bazı insanlar Jack’i kibirli bulur.)
artificial / suni, yapay
He had his leg amputated and was fitted with an artificial limb. (Ameliyatla bacağı kesildi ve yapay bir bacak takıldı.)
astonished / şaşırmış, şaşırıp kalmış
I was astonished to see Lucy at the party. (Lucy’yi partide görünce şaşırıp kaldım.)
attentive / dikkatli
Congress should be more attentive to the interests of taxpayers. (Kongre, vergi mükelleflerinin çıkarları konusunda daha dikkatli olmalıdır.)
attractive / çekici, cazip
I find Lisa very attractive. (Lisa’yı çok çekici buluyorum.)
available / mevcut, elde olan, var olan
Is this dress available in a larger size? (Bu elbisenin daha büyük bedeni var mı?)
aware / bilincinde, farkında
Are you aware of the risks? (Risklerin farkında mısın?)
awful / korkunç, berbat
We had awful weather yesterday. (Dün hava berbattı.)
awkward / tuhaf, garip
The police asked some awkward questions. (Polis, bazı tuhaf sorular sordu.)
SÖZLÜ. Öğrendiğiniz sıfatlarla aşağıdaki cümleleri söyleyin. Cevaplar için videoyu seyredin.
1. Bazı insanlar beni kibirli ve kaba bulur.
2. Belli bir sebep yokken aniden gülmeye başladı.
3. Az önce beni çok tuhaf bir duruma soktun.
4. Sadece zenginler böyle büyük evler alabilir.
5. Bölgenin tarıma uygun en geniş arazilerine sahipler.
6. Mahallenin en çekici kızlarından biriydi.
7. Çöl o kadar çorak ki orada hiçbir şey yetişmiyor.
8. Avukat, elinde çok delil olduğuna inanıyordu.
9. Babam odaya dalınca bizim konuşmamız aniden kesildi.
10. Anlaşmanın yazılış tarzı muğlak.