SPEAK & TALK farkı

“Konuşmak” anlamındaki bu iki fiil arasında birçok durumda pek fark yoktur. Sadece belli durumlarda aralarında fark vardır:

1. Teklifsiz iletişimde en yaygın olarak kullanılan fiil talk fiilidir: 

When the chairman walked into the room, everybody stopped talking. (Başkan odaya girdiğinde herkes sustu.)
Could I talk to you about the meeting for a few minutes (Seninle toplantı hakkında birkaç dakika konuşabilir miyim?)

Speak ise çoğunlukla daha ciddi ya da daha resmî durumlarda kullanılır:

I have to speak to my best friend; he’s getting very lazy. (En iyi arkadaşımla konuşmam lazım; gittikçe tembelleşiyor.)
They had a row last week, and now they’re not speaking to one another. (Geçen hafta aralarında bir tartışma geçti ve şimdi birbirleriyle konuşmuyorlar.)
After Mary had finished reading the e-mail, nobody spoke. (Mary e-postayı okumayı bitirdikten sonra kimse konuşmadı.)

2. Talk, teklifsiz bir konuşma yaparken kullanılır; speak ise konferans, nutuk, vaaz gibi daha resmî durumlar için tercih edilir:

This is George White, who’s going to talk to us about gardening. (Karşınızda, bize bahçeciliği anlatacak olan George White.)
This is Professor Tom Taylor, who is going to speak to us on recent developments in ELT. (Karşınızda, bize ELT alanındaki son gelişmelerle ilgili konuşma yapacak olan Profesör Tom Taylor.)
The Pope spoke to the crowd about world peace. (Papa, dünya barışı hakkında kalabalığa hitap etti.)

3. Speak, dillerden ve konuşabilme yeteneğinden söz ederken kullanılır:

My sister speaks two languages fluently. (Kız kardeşim iki dili akıcı konuşur.)
We spoke Italian so that the children wouldn’t understand. (Çocuklar anlamasın diye İtalyanca konuştuk.)
His throat operation has left him unable to speak. (Gırtlak ameliyatı yüzünden konuşamıyor.)

4. Telefonda birisiyle konuşmak anlamında speak kullanılır:

Hello. Could I speak to Sally, please? (Alo. Sally ile konuşabilir miyim lütfen?)

5. Talk fiili, sense, nonsense ve aynı anlamdaki diğer kelimelerle kullanılır:

You’re talking complete nonsense, as usual. (Her zaman olduğu gibi saçma sapan konuşuyorsun.) = You’re speaking complete nonsense… denmez.