BEAT THE RUSH

“Yoğunluğu atlatmak, kalabalığa kalmamak” anlamına gelir: Örnek: Ordering lunch before noon helps me beat the rush and avoid long lines at the café. (Yemeği öğleden önce sipariş ederek kalabalığa kalmıyor

LOSE IT

“Tepesi atmak, çileden çıkmak” anlamlarına gelir. Örnek: When she saw the mess in the kitchen after hours of cleaning, she lost it. (Saatlerce temizlik yaptıktan sonra mutfaktaki dağınıklığı görünce çileden

SPEAKING OF WHICH

“Bu arada, yeri gelmişken” anlamlarına gelir. Örnek: I can’t believe how quickly time flies. Speaking of which, isn’t your birthday coming up soon? (Zamanın ne kadar çabuk geçtiğine inanamıyorum. Bu