AS IF, AS THOUGH & LIKE
1. As if ve as though “-mış gibi, -e benziyor, sanki” anlamlarına gelir:
It looks as if / though it’s going to rain. (Yağmur yağacakmış gibi./Yağmur yağacağa benziyor.)
It sounds as if / though John’s going to change his job. (John işini değiştirecekmiş gibi.)
I feel as if / though I’m dying. (Sanki ölecekmişim gibi.)
2. As if ve as though ile kullanılan zamana göre cümlenin anlamı değişir:
She looks as if she is rich. (Zengine benziyor.) = Belki de zengindir.
He talks as if he was rich. (Zenginmiş gibi konuşuyor.) = Ama kesinlikle zengin değil.
You look as though you know each other. (Birbirinizi tanıyor gibisiniz.)
Why is he looking at me as though he knew me? (Niye bana, beni tanıyormuş gibi bakıyor?)
3. Resmî dilde, was yerine were de kullanılabilir. Bu kullanım, Amerikan İngilizcesinde yaygındır:
He talks as if he were rich. (Zenginmiş gibi konuşuyor.)
4. Like kelimesi, özellikle teklifsiz dilde as if / as though gibi kullanılır. Like’ın bu kullanımı eskiden sadece Amerikan İngilizcesinde vardı. Ancak bugün İngiliz İngilizcesinde de yaygındır:
It seems like it’s going to rain. (Yağmur yağacakmış gibi./Yağmur yağacağa benziyor.)
He sat there smiling like it was his birthday. (Sanki doğumgünüymüş gibi orada oturmuş gülümsüyordu.)