COMPREHENSIBLE & COMPREHENSIVE
1. Comprehensible “anlaşılır, anlaşılabilir” demektir:
The object is to make our research comprehensible. (Amaç, araştırmamızı anlaşılır kılmaktır.)
It’s written in clear, comprehensible English. (Açık, anlaşılır bir İngilizceyle yazılmıştır.)
That film was barely comprehensible to me. (O filmi pek anlamadım.)
2. Comprehensive ise “kapsamlı, geniş, etraflı” demektir:
Is this list comprehensive or are there some names missing? (Bu liste tam mı yoksa bazı isimler eksik mi?)
Sally received comprehensive training after joining the firm. (Sally, firmaya girdikten sonra kapsamlı bir eğitim aldı.)
He has written a fully comprehensive guide to Athens. (Atina için oldukça kapsamlı bir rehber yazdı.)
A comprehensive study/report/survey (Kapsamlı bir çalışma/rapor/araştırma)
A comprehensive list of all the items in stock (Stoktaki tüm malların kapsamlı bir listesi)