SINAVLARDA ÇIKAN SIFATLAR (C)

YDS, TOEFL, PROFICIENCY, IELTS VS. SINAVLARINDA EN ÇOK ÇIKAN SIFATLAR (C)

Captivating: Büyüleyici, çekici, ilgi çekici

We watched the waterfall for hours because it was captivating. (Büyüleyici olduğu için şelaleyi saatlerce seyrettik.)

Careless: Dikkatsiz

Sue is very careless with her money. (Sue, para konusunda çok dikkatsizdir.)

Casual: Umursamaz, aldırmayan

He tried to sound casual, but I knew he was worried. (Umursamaz görünmeye çalışıyordu ama ben onun endişeli olduğunu biliyordum.)

Catastrophic: Yıkıcı, felaket getiren, feci

The catastrophic hurricane caused many people to flee the island. (Yıkıcı kasırga, birçok kişinin adadan kaçmasına neden oldu.)

Cautious: Dikkatli, tedbirli, ihtiyatlı

Cautious people seldom make mistakes. (İhtiyatlı kişiler nadiren hata yapar.)

Ceaseless: Bitmeyen, sonu gelmeyen

It was a ceaseless war because neither side would stop fighting. (İki taraf da savaşı bitirmediği için sonu gelmeyen bir savaştı.)

Close: Yakın

Their new flat is close to the school. (Yeni daireleri okula yakın.)

Chief: Başlıca, ana, temel, asıl

My chief concern with the plan is the cost. (Benim planla ilgili asıl endişem maliyettir.)

Commercial: Ticari

Istanbul is the center of the commercial activities. (İstanbul, ticari faaliyetlerin merkezidir.)

Common: Yaygın

Living together before marriage is quite common in many countries. (Evlenmeden önce birlikte yaşamak, birçok ülkede oldukça yaygındır.)

Commonplace: Sıradan, basmakalıp, alelade 

Poverty has become commonplace in many countries due to the economic recession. (Ekonomik durgunluktan dolayı yoksulluk birçok ülkede sıradan bir olay olmuştur.)

Compatible: Uyumlu, uygun

I returned the software to the store because it was not compatible with my computer. (Bilgisayarımla uyumlu olmadığı için yazılımı mağazaya iade ettim.)

Competitive:  Rekabete dayanan, rekabetçi

Both of the businesses are competitive and steal customers from each other at every turn. (İki işletme de rekabetçi olup her fırsatta birbirlerinden müşteri çalıyor.)

Comprehensive: Kapsamlı, geniş, ayrıntılı

Our training program for new employees is very comprehensive. (Yeni çalışanlar için olan eğitim programımız çok kapsamlıdır.)

Compulsory: Zorunlu, mecburi

Because education is not compulsory in all countries, there are many children who do not attend school. (Bütün ülkelerde öğrenim zorunlu olmadığı için okula gitmeyen birçok çocuk var.)

Concerned: Endişeli, kaygılı

Voters are deeply concerned about the economy. (Seçmenler, ekonomiden oldukça endişe duyuyorlar.)

Confident: Kendine güvenen, emin

She became more confident when the audience laughed at her first joke. (Dinleyiciler onun ilk şakasına gülünce kendine güveni geldi.)  

Conscious: Bilinçli, farkında

Jean is very conscious of her weight, so she is careful about everything she eats. (Jean kilosunun farkında; bu yüzden yediği her şeye dikkat ediyor.) 

Consequent: Ardından gelen, takip eden, sonucunda olan

Weather forecasters predict heavy rains and consequent flooding. (Meteoroloji uzmanları, sağanak yağmur ve ardından da sel olacağını tahmin ediyor.)

Considerable: Hatırı sayılır, önemli, ciddi

Mike has made a considerable amount of money investing in the stock market. (Mike, borsaya hatırı sayılır bir para yatırdı.)

Consistent: Tutarlı, istikrarlı

He was consistent, always arriving at the diner at exactly 9 every morning. (Çok istikrarlıydı ve her sabah lokantaya tam 9’da gelirdi.)

Constant: Sürekli

The baby’s constant crying lasted for hours on end. (Bebeğin sürekli ağlaması saatlerce sürdü.)

Constructive: Yapıcı

All you ever do is nitpick. I wish you could say something more constructive. (Tüm yaptığın kusur aramak. Keşke daha yapıcı bir şeyler söylesen.) 

Contagious: Bulaşıcı

I was not allowed to visit the hospital because my grandfather had a rare contagious disease. (Dedem nadir bir bulaşıcı hastalığa yakalandığı için benim hastaneye gitmem yasaktı.) 

Contaminated: Kirli, kirlenmiş

The city’s water supply became contaminated when an animal fell in and drowned. (Bir hayvan içine düşüp boğulunca şehrin su kaynağı kirlendi.) 

Contemporary: Çağdaş, modern

The art gallery is showing an excellent exhibit of paintings by contemporary artists. (Sanat galerisinde çağdaş ressamların tabloları sergileniyor.)

Content: Memnun, hoşnut, razı

Though the steak wasn’t perfect, the customer was content with his meal. (Biftek şahane olmasa da müşteri yemeğinden memnundu.)

Contradictory: Çelişkili, tutarsız

Though she claims to love her husband, the woman’s contradictory actions show otherwise. (Kocasını sevdiğini iddia etmesine rağmen kadının tutarsız hareketleri tam tersini gösteriyor.)

Controversial: Tartışmalı

You shouldn’t talk about controversial topics with people because it might start an argument. (Bir münakaşa yaratabileceği için insanlarla tartışmalı konuları konuşmamalısın.)

Convenient: Uygun, münasip, yerinde

We will try to arrange a convenient time for the parent-teacher interviews at the school. (Okulda veli toplantısı için uygun bir zaman ayarlamaya çalışacağız.)

Conventional: Geleneksel, sıradan

When I realized conventional medications didn’t ease my pain, I considered alternative therapies. (Geleneksel tedavilerin ağrımı geçirmediğini anlayınca alternatif terapileri düşündüm.)

Crucial: Çok önemli, kritik

It is crucial that you get regular exercise if you want to lose weight. (Kilo vermek istiyorsanız düzenli egzersiz yapmanız çok önemlidir.)

Curious: Meraklı

My children are very curious to know how my husband and I met. (Çocuklarım, eşimle nasıl tanıştığımı çok merak ediyorlar.)

Current: Şimdiki, şu anki, mevcut

The current situation is very different to that in 1995. (Şu anki durum, 1995’tekinden çok farklı.)

Customary: Geleneksel, alışılagelmiş, âdetten

It is customary to hold the door open for someone who is entering a building behind you. (Bir binaya arkanızdan giren biri için kapıyı tutmak âdettendir.)